Bir gun Lokman'in (as) efendisine hediye olarak bir karpuz getirdiler. Hizmetciye "git oglum, Lokmani cagir" dedi.
Lokman (as) gelince efendisi karpuzu kesip ona bir dilim verdi. Lokman (as) karpuzu bal gibi, seker gibi yedi. Hem de oyle lezzetle yedi ki Lokman'in (as) efendisi ikinci dilimi de kesip sundu. Boyle boyle karpuzu tamamen yedi.
Yalniz bir dilim kaldi. Efendisi "Bunu da ben yiyeyim, bir goreyim bayakayim nasil sey, her halde tatli bir karpuz dedi.
Efendisi o dilimi yer yemez karpuzun aciligindan agzini bir atestir sardi, dili ucukladi, bogazi yandi. Bir muddet aciligindan adeta kendisini kaybetti sonra "A benim canim efendim,
Boyle bir zehiri nasil olduda tatli tatli yedin, boyle bir kahri nasil olduda lutuf saydin? Bu ne sabir? Neden boyle sabrettin? sanki canina kastin var? dedi.
Lokman (as): Senin nimetler bagislayan elinden o kadar riziklandim ki utancimdan adeta iki kat olmusumdur. Bu kadarcik aciya dayanamaz, feryad edersem butun cuzlerim hak ile yeksan olsun. Sekerler bagislayan elinin lezzeti, bu karpuzdaki aciligi hic birakir mi?
Sevgiden aciliklar tatlilasir, sevgiden bakirlar altin kesilir.
Sevgiden olu dirilir, sevgiden padisah kul olur...
("Hakiki Vechesiyle Mevlana ve Mesnevi" Kitabindan)
Hikayedeki gibi 'Sevgili'den gelen herseye "amenna" deyip Yunus gibi
Hoştur bana senden gelen:
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken..
Kahrında hoş lutfun da hoş...
demeyi Rabbim hepimize nasip etsin...
21 ARALIK KIŞ DÖNEMİ DÖNGÜSÜ
4 gün önce